ÜRPERTİ - MAGGIE STIEFVATER || YORUM & PLAYLİST

Kitap: Ürperti
Orijinal Adı: Shiver
Yazar: Maggie Stiefvater
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Çeviri: Zarife Biliz
Yayın Tarihi: Kasım 2015
Sayfa Sayısı: 396
Tür: Fantasy, Romance, Paranormal

Gözlerimi açtım, sadece Grace ve ben vardık, artık ondan ve benden başka hiçbir yerde hiçbir şey yoktu.  Sanki öpücüğümü ve beni içinde tutmak istermişçesine duda klarını birbirine bastırıyor, avcumdaki bir kuş kadar
kırılgan bu anı tutuyordu.           soğuk.                                                                                                                             Grace senelerce evinin arkasındaki ormanda yaşayan kurtları seyretmiştir. Aralarından bir tanesi, sarı gözlü olan –onun kurdu– ise bakışlarına hep karşılık vermiştir. Birbirlerine tanıdık gelseler de Grace sebebini bilmemektedir.                                sıcak.                                                                                                                                Sam ikili bir hayat sürdürmektedir. Kurtken, sevdiği kızın sessiz bakışları altında yaşamaktadır. Fakat her sene kısa bir süreliğine tekrar insan olmasına rağmen Grace’le konuşmaya cesaret edememiştir… şimdiye kadar .                                           ürperti.                                                                                                                           
Grace ve Sam için sevgi, adını koyamadıkları bir his olmuştur. Ancak bir kez dile getirildiğinde görmezden gelinemez bir hal alacaktır. Sam insan formunda kalmaya çabalamalı, Grace ise onu yanında tutmaya çalışmalıdır. Fakat bunun için geçmişin yaralarına, şimdiki zamanın kırılganlığına ve geleceğin imkânsızlığına göğüs germek
zorunda kalacaklardır...                                                                                              “Ürperti giderek gözler önüne serilen bir gizeme, hakiki bir macera hissine ve hem insanlardan hem de kurtlardan gelen tehlikelere dair bir kitap.”The Sunday Telegraph                                                                                                                         “Kimi zaman şairane bir hale bürünen, her yaştan okuru kendine bağlayacak, çok güzel yazılmış bir hikâye.”Bookpage

(Tanıtım Bülteni)
 

Bu kitabı ilk defa Gençturkuaz etiketiyle çıktığında okumuştum. Ancak o zaman hikayeden bu kadar etkilenmemiş bu kadar sevmemiştim. Kitapla tanışmamız için henüz erkenmiş demek ki, ruh halim uygun değilmiş.

Bu defa okuduğumda daha çok sevdim. Çünkü ben kurtlara deli divane aşık biriyim, bir süredir. Onların bir bakışının ne anlama geldiğini, kafalarından neler geçtiğini, isteklerini belki de duygularını hep merak ederim. Onun yani Sam'in kurt formunu okurken hep bir tebessümle okudum, onu kafamda canlandırdım. Yazarın anlattığı şekilde değil ama. Yazar onu sarı gözlü anlatmış ben onu mavi gözlü, siyah beyaz tüylere sahip bir Sibirya kurdu olarak. Bu söylediğim nokta sayesinde kitabın kapağını açmadan ben kitaba bağlanmış oldum anlayacağınız. Kitap iki karakterin bakış açısıyla da anlatılıyor ve biz Sam'in aklından geçenlerden mahrum edilmemiş oluyoruz ki söylediğim gibi kitabın en güzel özelliği benim için bu.

Grace çocukluğunda kurtların saldırısına uğramış, ısırılıyor .Aradan yıllar geçiyor ancak Grace bu yaşadığı trajik olayı kafasından atlatamıyor. Zaten olay esnasında sürüden onu kurtaran kurdu yıllar boyunca görüp onu besliyor. Ona bağlanıyor. Bir gün evinin kapısının önünde vurulmuş bir genç görüyor ve görür görmez onun kim olduğunu biliyor. Gözlerinden ve kokusundan?

"Güzel kürkü yoktu, çıplaktı ama daha

gözlerini açmadan onun benim kurdum

olduğunu biliyordum."

 

Sam ise bir kurt. Kurt adam değil. Dolunayda dönüşüm geçirmiyorlar veya bilinen mitteki gibi değil. Sadece öyleler. Soğuk havalarda kurtlar havalar ısınınca insan oluyor. Ancak yıllar geçtikçe kurt halinde daha çok kalıp sonunda kurt olarak yaşıyorlar.

Hikayenin gelişiminden, anlatılışından ya da karakterlerin genç oluşundan rahatsızlık duymadım. Beni rahatsız eden, saçımı başımı yolduracak kararlar yoktu. ( teşekkürler yazar) Kitap gayet sürükleyiciydi, elimden bırakmayıp hemen bitirmek, neler olacağını öğrenmek istedim. İkinci okuyuşum olmasına rağmen heyecanlanmaya devam ettim.  Belki Grace'in kurdu bu kadar çabuk benimsemesi, Sam'in durumunu çabucak kabullenmesi bana pek normal gelmedi.  Ama bu kadar.

 

Sam'imiz fazlasıyla romantik, naif ve hassas, sanata meraklı, bol bol içe dokunur sözlerini okuyoruz. Grace'in aşık halleri... ben kitabı bol bol sıcak çikolata stokuyla, battaniyemle ve dışarıda kar olması dileğiyle okudum. (olmadı :)) Size de bu şekilde okumanızı tavsiye ediyorum.

 

Kitabın sonu bizleri merakta bırakacak şekilde bitti. İkinci kitap elimin altında olmasaydı meraktan gözlerime uyku giremeyecekti, parasızlıktan da kitabı alamayacaktım bir süre büyük ihtimal.

 

Son olarak Pegasus'un baskısından bahsedeyim. Daha önce hiçbir kitapta karşılaşmadığım şekilde kitabın yazıları mavi renkte idi. Kitabın kapağıyla uyumlu şekilde, güzel düşünülmüş bir ayrıntıydı. Okumanızda sorun oluşturmayacak şekilde...

Son demiştim ancak size, bu kitabı okuduğum süre içinde dinlediğim şarkıları önermek isterim. Açıkçası o kadar çok vardı ki benim açımdan elemek çok zor oldu.

• Matthew And The Atlas- I Will Remain
• Iron & Wine- Each Coming Night
• Sea Wolf- Young Bodies
• The Mostar Diving Club- Setting Suns
• Bombay Bicycle Club- Flaws
• Nothing Arrived- Villagers
• I'm Yours- Jason Mraz
• XO- John Mayer
• Villagers- Nothing Arrived
• The Paper Kites- Blood

Puanım: